Anneler, çocuklar hayata dair.

Şimdi olmaz diyeceksiniz.
Sen de artık çok fazla oldun diyeceksiniz
Sen bize hikayeler anlatıyorsun bu kadar da hikaye olmaz diyeceksiniz.
Ne derseniz deyin hiç ama hiç umurumda değil. Ben sadece gördüklerimi ve yaşadıklarımı biliyorum insana ve hayata dair. ve de mesuliyet hissederek gerçeğin ta kendisi hikayeleri size anlatmaya sizinle paylaşmaya çalışıyorum.
Yok efendim hep kendimi anlatıyor muşum.
Yok efendim çok uzun yazıyor muşum.
Saatlerce elimizde telefon oynuyoruz onu hiç söyleyen yok.
Saatlerce beyaz camda hoş artık şimdi renkli cam televizyonda reklam arası yüz sefer izlediğimiz filmleri dizileri izliyoruz onu hiç söyleyen yok.
İhtiyar Ethem darende’de yaşadığı ve gördüğü hayatın ta kendisi olayları anlatmaya çalışınca maalesef dostlarım okumaktan bile imtina ediyorlar.
Şimdi bu çağda bu zamanda modern Çağdaş Medeni 21. Asırda.
Hepimizin altında ben hariç son model dört tekerlekli arabalar varken.
Hepimiz artık 3 odanın ilerisine bile geçip 4 odalı, 5 odalı süper lüks banyolu, ultra balkonlu alçıpanli saten kaplı, Çelik kapılı evlerde otururken.
Artık hepimizin lüks buzdolabının yanında birde dondurucu varken.
Hepimizin cebinde Bir dünya para cep telefonları varken.
Hepimizin evleri tıka basa mobilyalar, elektronik eşyalarla dolu iken.
Hepimiz her gün bile olmazsa çoluk çocuk lüks restaurantlara gidip değişik yiyecekler yerken.
Pizzalar hamburgerler tatlılar pastalar wafflelar künefeler.
Adeta 70’li yıllardaki dramatik Yeşilçam filmlerini andıran sahnelerle dolu hayatlar yok diyeceksiniz biliyorum.
Şahidi de var dün daha önce de gidip gördüğüm bir evde yaşanan manzara 70’lerin Yeşilçam filmini değil 60’ların Yeşilçam filmlerini Bile aratır vaziyette dahada kötüydü.
Biz yurdumuzu vatanımızı terk etmeyiz biz ölürüz canımızı veririz hiçbir yere gitmeyiz diyoruz hepimiz.
Şahsen odacı sadık’ın oğlu Ethem olarak kendi özelim de acaba 60 yaş sınırına geldiğim şu günlerde ben bugüne kadar ne yaşadım diye düşündüm dönüp baktığım insanlara dair vallahi hiçbir şey yaşamadım.
Bana gördüğüm duyduğumuz sıkıntıları zulümleri işgalleri bombaları savaşları yaşatmayan rabbime hamdolsun sayısız.
Kendimi karşı tarafa koyuyorum ne yapardım diye soruyorum kendime cevap vermekte zorlanıyorum.
Anneler, çocuklar hayata dair yaşamaya dair hiçbir düzenleri hayatları olmamış bugüne kadar.
Hep kargaşa hep kaos hep acaba sorusu hep bir umut.
Dün genç kadının utanarak ve sıkılarak eve gelince size bir şey diyeceğim diyerek evine gittiğimizde kucağına alıp getirdiği 2 günlük bebek ve hikayesi çok dramatikti. Diğer 5 tane çocuk bizim getirdiğimiz eşyalarla kendi dünyalarında meşgulken.
Kadın bize anlatırken zorlandı, şimdi ben de zorlanıyorum tabii. Facia mı facia anlatacak mıyım anlatmayacağım ama bilinsin istiyorum acı üzerine kurulu öyle zor hayatlar var ki.
Şimdi bu annesinin kucağında ki 2 günlük bebek bana bize size ne söyler.
Bu bebeğin oynanan oyunda senaryoda suçu günahı nedir.
Bu bebeğin özel bebek odası hazırladığımız her şeyleri özel olan kendi bebeklerimiz den çocuklarımızdan farkı nedir eksiği nedir kusuru nedir.
Yeter
Gününüz hayırlı olsun
Ömrünüz bereketli olsun
Allah hepinizi ve hepimizi korktuklarımızdan muhafaza eylesin.
Şükür şükür şükür
Allah bize şükür edebilmeyi, elhamdülillah deyip hamd edebilmeyi gerçekten nasip etsin.

Yorum bırakın